Birleşmiş Milletler – 21. Yüzyılın En Pasifize Uluslararası Teşkilat ve Kafkasların Belirsiz Geleceği

Birleşmiş Milletler – 21. Yüzyılın En Pasifize Uluslararası Teşkilat ve Kafkasların Belirsiz Geleceği

(Evvel be evvel,yaşanan elim zelzele hadisesinden ötürü, tüm İzmir’li hemşerilerime ötürü can-ı gönülden başsağlığı diler, yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar niyaz eylerim.)

 

Global ölçekteki gelişmeleri analiz ettiğimizde, gündemi hat safhada meşgul eden en önemli konuların kahir Ekseriyeti’nin Avrasya bölgesinde yaşandığını gözlemlemekteyiz. Gerek Suriye gündemi olsun, gerek Doğu Akdeniz’deki gelişmeler olsun, hatta ve hatta son 30 senedir halen herhangi bir çözüme kavuşmamış ve yakın gelecekte netlik kazanacağa benzemeyen kronik Dağlık-Karabağ olsun hepsi yaşadığımız coğrafyada cereyan etmiş olaylardır.

  1. Dünya Savaşı’nın akabinde, milletlerarası diyaloğu perçinlemek ve ikili ilişkiler yoluyla çözülemeyen girift konuların görüşülmesi için 24 Ekim 1945 tarihinde Birleşmiş Milletler kuruldu. Kuruluşundan bu yana, çözemediği sayısız konuyu kısaca sıralamak gerekirse; Filistin’in toprak bütünlüğü meselesi, Suriye iç savaşı, Irak’ın İranı işgali, Vietnam Savaşı, Küresel Isınma ve daha çok birçok benzer nitelikteki olayların çoğu halen kronik bir şekilde devam etmektedir. Bu konuların arasından yakın coğrafyamızda bizi ilgilendiren en kritik konu, Dağlık-Karabağ bölgesinin, hiçbir uluslararası hukuk tanımayan ve dinlemeyen, kendi mevcudiyeti bile tartışılır olan,Ermenistan işgali sorunudur.

                1993 yılından bu yana, Birleşmiş Milletler’in karar mercii Güvenlik Konseyi (uluslararası barış ve güvenlik konularında 1. derecede yetkili yapı) tarafından 4 ayrı karar bulunmasına rağmen, işgalci Ermenistan ile ilgili herhangi bir somut adım, yaptırım veya küresel ölçekte bir adım atılmamış olması, Birleşmiş Milletler’in ne kadar lobi faaliyetleri karşısında aciz kaldığını bir kez daha gözler önüne serdi.

Kardeş ülke Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü, keyfekeder bir şekilde arka planda Rusya ve İran tarafından desteklenen Ermenistanın zavallı girişimlerinde istikrarının bozulmasını tecrübe etmek durumunda hiç ama hiç değildir.

Birleşmiş Milletler aslen, dünya’da genelgeçer sıralamalarda ve bilinen bütün normlarda son sırada olan köken olarak Kafkaslara bile ait olmayan bir kabile kültürü kıvamında sendeleyerek “var olduğunu sanan” bir Ermenistan ve benzerleri ile uğraşılmaması ve uluslararası adaletin tecelli etmesi için kurulmuştur. Öyle görünüyor ki gelinen nokta da, elini hiçbir taşın altına koymayan BM aynı şekilde her konuya dışardan bakmaya kararlı politikasını gütmeye devam edecektir.

Bundan ziyade, Kafkaslar’ın ekonomik ve siyasi istikrarsızlığı Rusya’nın himayesinde ve geçmişten gelen yöre halkının mayasına işlemiş sosyalist tandanslar ile uluslararası ticaretin ilerlemesi neredeyse imkansızdır. Bilhassa Azerbaycan ve Gürcistan ekseninde, Türkiye’nin bölgenin hamisi olarak kabul edilmesi, kendilerinde kritik önemi haiz tedarik-zinciri (supply chain) olmayışı ve COVID-19’un (belki de daha farklı versiyonlarının) gelecekteki bilinmeyen ekonomik etkileri ile bu durum kendileri için elzemdir.

Önümüzdeki 20 ve 30 sene içerisinde, konfederasyon sistemi ile tek bir merkezden yönetilip kendi özerkliklerinde Türkiye’nin öncülüğünde ekonomik ve kültürel olarak ilerleme imkanı bulacaklardır.